Gönderen : İlayda Türk | Geri Dön

İki Kulağımın Arasındaki Mesafeye İzler Bırakan...

Kelimeler gelir, kavramlar gelir, anlar gelir... Bunların bizde ne kadar yer edineceği iki kulak arası sinirsiz mesafedir. Özlem Hoca o mesafede yol almayı çok severdi, orayı kaşımayı çok severdi, hala da öyledir. 9. sınıftayız, aruz veznini öğreniyoruz. Ezber yapıyoruz failin mailen filan. Bir yandan da o şiirlerin içeriğindeki anlamdan haz almayı öğreniyoruz (Bkz. Fuzuli: Ne yanar kimse bana ateş-i dilden özge/ Ne çalar kimse kapım bat-i sabadan gayri). Aruz veznini isledik, müfredata göre ilerliyoruz, Nineme Ninni diye bir şiir var kitapta (Bkz. Ali Akbaş: Ninem güzel suç aynada/ Ninem gibi yok dünyada/Yüzünün rengi ayvada/Kokusu leylak ninemin). Biz ergenler Fuzuli’den, failin faulünlerken sonra şiirin daha ilk kelimesini okuyup geyiğe başlamışken Özlem Hoca “Bunu işlemeyeceğiz, bu şiir sizin seviyenize göre yazılmış bir ders kitabına niye konmuş anlayabilmiş değilim. Bunun yerine başka birse işleyeceğiz” tadında bireyler söyleyerek duruma el koymuştu. İtiraz etmeyi, reddetmeyi, çözüm oluşturmayı bilirdi. Özlem Hoca iki kalp arasındaki mesafede nasıl yol al indiğini da çok iyi bilir ve bunu yapmayı çok severdi. Öğrencilerden korkmaz, onları kontrol altında tutulması gereken, okula öğrencilikten başka her şey için gelen kotu varlıklar olarak görmezdi. Öğle tatillerini öğrencilerle geçirmeyi severdi. Birlikte kısıtlı maddi ve fiziksel imkanlarla yürüttüğümüz tiyatro çalışmalarını gülümseyerek hatırlıyorum. Öğle tatillerimizi tiyatro provalarına ayırmak için bisküvilerle geçiştirirken, gülerek “İstersen bisküvini cayma batırabilirsin, Metehan” deyişi... :D Zaman zaman umudumuzu yitirmemiz, sonuç ne olursa olsun önemli olanın iyi is çıkarmak ve yaparken keyif almak olduğunu hatırlatması, okullar arası yarışmalara katılmamız, il ikincisi olmamız... İnanmayı, umudu ve emek vermeyi de bilirdi. Kısacası Özlem Hoca, benim için haftada beş saat Türk Dili ve Edebiyatı anlatan birinden öte birisiydi, belki bir mentordur benim için iki kulağımın arasındaki mesafeye izler bırakan. Sonraki zamanlarda her öğretmenler gününde aradığım, telefonda en az bir saat benimle konuşan biri olmuştur, demek ki diğer mesafede de hala birlikte yol alıyoruz biz onunla... Yıllığım için yazı yazmasını istemiştim, yazının sonuna “Yolun ve alnın acık olsun” yazmış. Çok güzel bir vedaydı ve ayni zamanda inceden bir merhaba vardı içinde. Alnınız acık olsun demek ebette ki benim haddime değil , ama iyi dileklerimi dile getirmek için ben de size “Yolunuz acık olsun, yelkeniniz rüzgârla dolsun” demek isterim. Sevgilerimle, İlayda


Bize Yazın

Bize Ulaşın