Blogum / YazıYorum / Koç ÖSY

Depresyondaydım, Odak Değiştirdim, Rahatladım.

Hüzün veren, kaygı uyandıran, sıkıntı yaratan bir hal, davetsiz misafircesine geldi. Bu depresif hal; ‘Misafir, üç gün misafirdir.’ atasözüne inat, ‘Misafirin iyisi gelir geçer kuş gibi, kötüsüyse oturur baykuş gibi.’ sözünü doğrularcasına hayatınızın orta yerine çöreklendi. Ne yapmalı, ne etmeli, nasıl bir yol izlemeli de bu davetsiz misafiri defetmeli? İşte size birkaç öneri: Deneyip başarılı olanlardan geribildirim alırsam, içimde bir iş yapmanın saadeti daha da artar. Ne mutlu! Yapılan araştırmalar (ABD kaynaklı araştırmalar bunlar) ortaya koymuş ki, depresyon belirtilerine sahip kişiler, bu durumun üstesinden gelmek için öncelikle ‘Ağla, açılırsın!’ söylemini eyleme geçiriyorlar. Ancak bu durumun yan etkileri de yok değil. Ağlamak, kişiyi derin düşüncelere sevk edip olumsuz duyguların sürmesiyle sonuçlanabiliyor. Başka bir deyişle, ağlamak; açılmanın aksine, daralma durumu yaratabiliyor. Dikkati başka tarafa yöneltmek, üzüntüyü besleyen düşünceler zincirinde bir kırılma yaratır. TV izlemek, sinemaya gitmek, video oyunları oynamak, bulmaca çözmek, uyumak, bir tatil hayal etmek şeklinde gerçekleştirilen eylemler sırasında, kısa süreli bir bellek kaybı yaşanır ve üzüntüsünün nedenini hatırlayamayan kişi, kendini daha iyi hisseder. Bunlardan en etkili olanları, heyecanlı bir spor etkinliği izlemek, komik bir film seyretmek, moral veren bir kitap okumaktır. Sımsıkı kapanmış perdelere rağmen içeri sızan inatçı bir gün ışığının karanlık odanın havasını değiştirmesi gibi, bu etkinlikler de üzüntülü, kaygılı, karamsar ruh halinde bir değişime yol açmaktadırlar. Araştırmalar gösteriyor ki, depresif ruh halleriyle baş etmenin başka bir yolu da spor. Aerobik egzersizleri, moral yükseltici bir etkiye sahiptir. Depresyon, alt düzeyde bir uyarılma yaratırken (enerjimizi emerken) egzersizler tam ters etkiyle bedeni yüksek bir uyarılma düzeyine çıkarır. Yani, depresyon ve egzersiz, ters bir etki prensibiyle çalışır. Kederi defetmek için sıkça kullanılan yöntemlere, ikramlar ve duyusal zevklerle neşelenmeyi de ekleyebiliriz. Sıcak banyo, masaj yap(tır)mak, güzel bir yemek ya da çikolata yemek, alışverişe çıkıp kendine küçük bir hediye almak, arkadaşlarla buluşup iki tek atmak… Tabi aşırıya kaçmadan, aksi halde çok yiyip baskülle aramızdaki ilişkinin, çok harcayarak bütçemizin, çok içerek merkezi sinir sistemimizin dengesini bozarız ki depresyondan kurtulmak için açtığımız kapıdan içeri davetsiz depresyonlar giriverir maazallah! Depresyona yol vermek için daha etkili bir yöntem de ufak bir zafer yaşamaktır. Uzun zamandır ertelediğiniz bir işin üstesinden başarıyla geldiğinizde yaşayacağınız zafer (küçük bile olsa), mutluluk ve gurura dönüşüp enerjinizi emen depresyona karşı da muzaffer olmanızla sonuçlanacaktır. Hoş geldin zafer, güle güle keder! Şık olmak, güzel ve iyi görünmek, aynadaki görüntümüzle barışmak da hüzünlü havamızı dağıtıp neşeli bir ruh haline bürünmemize yardımcı olacaktır. Hoş geldin gülen yüzüm, güle güle kederli görüntüm! Yaşadıklarımızın olumsuz yönlerine odaklanmaya başladığımızda kederimiz mayalanır, katmerlenir, derinleşir. Depresyonun en güçlü ilacı, hayatı farklı görmek, odağımızı değiştirmektir. Bardağın dolu tarafına odaklanmak, olayların olumlu taraflarını görmektir. Duygu düzeyimizi aşağıya çekmenin yerinde bir hareket olmadığı hepimizce malum, bunun yerine, olumluyu görebilmek için atılacak ilk adım, mevcut durumumuza şükredebilmektir. Bunu, ‘Beterin beteri vardır.’ atasözünden hareketle, bizden daha kötü durumda olanları düşünmekle yapabiliriz. Bir sonraki adım da ‘Her işte bir hayır vardır.’ atasözünün rehberliğiyle yaşadıklarımızın olumlu sonuçlarının neler olduğunu düşünmek olabilir. Araştırmalar göstermektedir ki, yukarıdaki atasözlerinin öğretisiyle hareket edenler, yaşadıklarına daha olumlu bakmaya, kederli ve hüzünlü ruh halinden neşeliye doğru bir geçişi hızla gerçekleştirmektedirler. Yukarıdaki söylemin eyleme geçmiş hali, bizden daha az şanslı olanlara yardım etmektir ki bu, depresyonu defetmenin en etkili yoludur. Depresyon, derin düşüncelerle ve insanın kafasını kendine takmasıyla beslenir. Bakışımızı kendimizden çevremize yönelttiğimizde, odağımızı değiştirdiğimizde ruh halimizde de kalıcı değişimler gerçekleşmekte. Gönüllü çalışmalara katılmak, hem zamanımızı daha etkin kullanmamıza hem ihtiyacı olanlara yardım edip manevi tatmin sağlamamıza hem de büyüteç altına aldığımız kuruntularımıza veda etmemize yardımcı olacaktır. Böylelikle ‘Elveda depresyon!’ cümlesini daha kararlı biçimde kurup yenilenmiş benle merhabalaşacağız. Kısaca, depresyondaydım, odak değiştirdim, rahatladım. Oooohh! ÖSY.


Bize Yazın

Bize Ulaşın